Jack London’ın yarı otobiyografik romanı Martin Eden, işçi sınıfının eğitimsiz bir mensubunun kendini geliştirme ve tanınmış bir yazar olma mücadelesini konu edinir. Bir gemi tayfası olan genç Martin Eden, hayatını burjuva sınıfının eğitim görmüş bir üyesi Ruth Morse’a layık olabilmeye adar. Bu uğurda gecesini gündüzüne katarak kendisini edebiyata, felsefeye ve yazmaya verir. Lakin uğruna çabaladığı başarıyı elde ettiğinde onu derin bir hüsran ve hayal kırıklığı beklemektedir. Başarı, şöhret ve zenginliğin yeterince çabalayan herkese açık olduğu düşüncesini ortaya koyan Amerikan Rüyası geleneği, hiçbir sınıfa ait olamayan Martin Eden’ın bireyci tavrı, toplumsal sınıfların bozulmaz kanunları, romanın genel çehresini oluşturmakta; okuru Martin Eden’ın azim, aşk ve çaba dolu gelişimine davet etmektedir.