“Geçmişle gelecek arasında zamansızlaşıyorduk.”“Anne ve babası öldüğünde, masalları tükenen küçücük bir kız çocuğu vardı. Bergamot ağaçlarının altında, ailesiyle son mutlu oldukları an’da zamanı durdu farz etmişti küçük kız.Eksilerek büyümüş, bir kokunun peşine düşmüş, karşılıksız bir aşka yenilmiş, tek başına ayakta kalmak zorunda olduğunun farkına vararak yaşamış ve bir gün eğer düşerse, babasının ona anlattığı masallardaki kahramanın gelip kendisini bulacağına ve düştüğü o yerden onu kaldıracağına inanmıştı.Küçük kız, kahramanı olacağını söyleyen ama hiçbir zaman bunu başaramamış deniz gözlü çocuğu kurtarmak için kahraman olmaya kalkmış ve öyle bir zindana düşmüştü ki; her yer kapkaranlıktı.Çünkü o zindanda Kara vardı.Kara, küçük kızın elinden tuttu ve onu yerden kaldırdı. Çünkü Kara, masalları tükenen küçük kızın, bir gün zora düştüğünde kendisini kurtaracağına inandığı kahramanıydı.Ve Bora bilmiyordu ki, küçük kız kahramanını kendi bile fark etmeden bağrına basmıştı. Bu dünyada, Kara’yı seven tek kişi olma pahasına da olsa mücadele edecek ve ondan asla vazgeçmeyecekti.”