“Ben mükemmel bir avareyim, terhis edilenlerin koruyucusuyum, yol arayışında kaybolanım. Ama bir oluşum var ve onu ileri taşımak gerek. Bu yarı boş salonda burun deliklerimi dolduran yüzyılı kokluyorum, sonra kolumu uzatıp kalabalığın nabzını arıyorum ve izleyicilerim olduğundan eminim.” O vahşi bir canavar gibidir: Zamanın geldiğini hisseder. Onun kokusunu alır. Ve kokusunu aldığı şey siyasi kasttan, ölmekte olan demokrasiden, beceriksiz ve suç ortağı ılımlılardan bıkmış olan bir İtalya’dır. Bu yüzden kendisi düzensizlerin, suçluların, kundakçıların ve ayrıca "safların”, en aptal ve en vahşi olanların sorumluluğunu üstlenir. O, partiden ihraç edilen eski sosyalist lider, yorulmak bilmeyen siyasi ajitatör, küçük bir muhalefet gazetesinin yöneticisi Benito Mussolini'dir. Bu vakte kadar hiç kimse Mussolini ve faşizmi bir roman olarak ele almamıştı. Bu eseriyle İtalya'nın en saygın ödüllerinden biri olan Strega Ödülü'nü kazanan Antonio Scurati onun hayatını her yönüyle inceliyor. Faşizmi ilk kez içeriden, hiçbir siyasi ve ideolojik filtreden geçirmeden roman gibi anlatan Scurati, onlarca yıldır ortadan kaldırılan ve aslında anti-faşizmimizi yeniden temellendiren bir gerçeği ortaya koyuyor.