Akıl hastalıkları tedavisindeheyecan verici zamanlar.Psikiyatride çığır açan bir buluş.Yapım aşamasında bir kâbus.Diğer adıyla lobotomi. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, kardeşi hayatına son verdiğinden beri Ruth Emeraldine’in tek bir amacı vardır: akıl hastalığından mustarip olanlara yardım etmek. Genç kadın çok geçmeden lobotomiyi savunan Doktor Robert Apter’a âşık olur ve onun mucizevi görünen bu yeni tedavinin dâhi öncüsü olduğunu düşünür. Fakat kocası aldatıcı bir megalomaniye sürüklenirken, genç kadının duyduğu şüpheler giderek artar… Robert hastaları pervasızca ameliyat etmekte ve çoğu zaman korkunç sonuçlar almaktadır. Margaret Baxter ise onun bir sonraki kurbanıdır. Margaret, bırakın bebeğiyle ilgilenmeyi, yatağından bile zar zor kalkabilmektedir. Doktor Apter bu durumu doğum sonrası depresyonuna bağlayıp ona lobotomi yapmayı önerdiğinde, genç kadın bunun tek umudu olduğuna inanır. Onu ve diğer birçok kişiyi, Robert’ın acı verici planlarından kurtarabilecek tek isim Ruth Emeraldine’dir. Kimse kötülüğü, kötülük olarak gördüğü için seçmez.Onu ya mutlulukla karıştırır ya da peşinde olduğu bir iyilikle.—Mary Wollstonecraft