“Bütün devrimlerin ”diyor Lenin, “ özellikle 20. yüzyılda yaşanan üç Rus devriminin kanıtladığı, devrimin temel yasası şudur:Sömürülen ve ezilen kitlelerin artık eskisi gibi yaşamanın olanaksızlığını anlamış olmaları ve bir değişim talep etmeleri yeterli değildir;devrim için, sömürücülerin eskisi gibi yaşama ve yönetme olanağının kalmamış olması gereklidir. Ancak ‘altsınıflar’ eski koşulların sürmesini istemedikleri ve ‘üst sınıflar’ işleri eskisi gibi yürütemediklerinde –o zaman devrim zafere ulaşabilir. Bu gerçek şöyle de ifade edilebilir:Devrim, ulus çapında (hem sömürülenleri hem de sömürenleri etkisi altına alan) bir kriz olmadığında olanaksızdır. Dolayısıyla devrim için, önce işçilerin çoğunluğunun (en azından sınıf bilincine sahip, düşünen, politik açıdan etkin işçilerin oluşturduğu bir çoğunluğun) tümüyle devrimin gerekli olduğunu anlamaları ve yaşamlarını bu yola adamaya hazır olmaları gerekir. Ayrıca, iktidardaki sınıfların, en gerici kitleleri bile politikaya çeken, hükümeti zayıflatan ve devrimcilere iktidarı hızla devirme olanağı veren bir yönetim krizi yaşıyor olması gerekir.”