Sabahattin Ali’nin kısacık ömrüne sığdırdığı üç romanından ilki olan KUYUCAKLI YUSUF, Edremit’te imkânsız bir aşkın pençesine düşen genç bir adamın, göz göre göre trajik bir sona doğru ilerleyen yaşamının öyküsü... Eşsiz gözlem gücüyle kitap boyunca nefes alan bir taşra portresi çizen Sabahattin Ali’nin 1932-1937 yıllarında tefrika edilen bu eseri, 1937 yılında kitaplaştırıldı... 1931 yılında Aydın Cezaevi’nde yatarken Yusuf’la tanışan Sabahattin Ali, dinlediklerinden yola çıkarak kaleme aldığı bu büyük romanında, taşranın yıkıcı ve çorak kimliğiyle, insanın aşk karşısında her şeye rağmen naif kalabilen yapısını ustaca bir incelikle işliyor. Annesiyle babası eşkıya tarafından öldürülen küçük Yusuf, cinayeti soruşturmak için vaka mahalline gelen Kaymakam Salahattin Bey tarafından evlat edinilmiştir. Kendisinden birkaç yaş küçük üvey kız kardeşi Muazzez ile birlikte büyüyen Yusuf duygularını belli etmeyen karakteri, kavgacı yapısı ve soğukkanlı yaradılışıyla kendini olduğu haliyle herkese kabul ettirse de, yaşadığı Anadolu kasabasındaki eşraf ona diş bilemeye başlamıştır bile. Çok geçmeden hayatın ve kasabalının acımasızlığı karşısında dönüşü olmayan bir yola sürüklenecektir.