Çeşitli tipteki antik su yapıları açısından güneybatı Anadolu oldukça zengindir. 2000 yılı aşan tarihleri ile Efes, Symrna (İzmir), Bergama, Foça vb. kentlerde suyolları üzerinde bulunan çeşitli su yapı örnekleriyle bölge gerçekten açık hava müzesi görünümündedir. Su yapı örneklerinde kullanılan çeşitli malzeme ve yöntemler (taş ve pişmiş toprak borular, kilometrelerce uzunlukta kargir kanallar, sarnıçlar-hazneler, su dağıtım terazileri, tek ve çift katlı kemerler, tünel-galeriler, seviye-havalandırma kuyuları vb) açık hava müzesinin değerli yapıtlarıdır. Bunların içinde Roma İmparatoru Hadrian dönemi başında (MS 117-120 yılları arası) yapılan Değirmenderesi Antik Efes (Kenchiros) suyolu, su yapı örnekleriyle yadsınamaz bir değere sahiptir. Suyun gücünden ve arazinin eğiminden yararlanarak (cazibeyle) akıtılan ve Efes hattının bir bölümü kullanılarak Kuşadası’na getirilen su 400 yıldır kente yaşam vermektedir. Sadrazam, Damat ve Kaptan-ı Derya Öküz Mehmet Paşa'nın 1618’de Kuşadası kasabasına su getirmek üzere Efes hattını kaynağından Damlacık Pınarı alanına kadar onarttığını; bu noktadan sonra da kente doğru su hattını inşa ettirdiğini biliyoruz. 2000 yılında başlayıp, 24 yıllık birikim sonucu sizlere sunduğum bu çalışma; Antik Efes-Osmanlı suyolu, Kuşadası’nın kent içi ve kent dışındaki tarihi çeşmeleri konusunda bilgilenmek isteyenler ve aynı zamanda kent tarihi çalışması yapma gereği duyanlar açısından bir kaynak kitap olacağına inanıyorum. Şenol Eskin