Kurbağa olmak hiç kolay değil, hele ki sesiniz karga gibiyse... Luc Foccroulle'ün yazıp Annick Masson'un resimlediği Kurbağa Korosu; dayanışma, farklılıklar, önyargılar ve yetenek üstüne yüreklendirici bir öykü. Hayallere uzanan yolun öncelikle kendini tanımaktan ve potansiyelini keşfetmekten geçtiğini vurgulayan eser, emek vermeden karşılık alınamayacağını hatırlatıyor. Kulaklarımızın pasını silecek müthiş vraklamalar ve ciyaklamalar eşliğinde melodik bir anlatı sunan kitap, şaşırtıcı sonuyla minikleri düşünmeye davet ediyor.Tom-bul kur-bağa. Tom-bul kur-bağa. Hay-di vrak! Hay-di vrak!Brak vrakk! Vrok vrokk!Berta'nın kalbi kırık, çünkü en büyük hayali hüsrana dönüştü. Koro seçmelerinde sıra kendisine gelip de şarkı söylemeye başladığında ağzından, dünyanın en tuhaf, en kötü notaları dökülüverdi. Vraklamaların sonuna yaklaşığında, koro şefi ''BER-BAT!'' diye haykırdı! Oysa Berta ormanın en saygın korosuna girebilmek için ne çok çalışmış, yeteneklerini herkese gösterebileceği ânı iple çekmişti... Neyse ki yalnız değildi, minik dostu Maya da onunla aynı kaderi paylaşıyordu. Biri çok küçüktü, ötekisi ise karga sesliydi! Ve şimdi birlikte zekice bir plan yapmaları ve şanslarını tersine çevirecek bir çözüm bulmaları gerekiyordu. Ama nasıl? Rekabetin öne çıktığı durumlarda çocukların hissedebilecekleri kaygı ve endişeyi daha iyi anlamamızı sağlayan bu duyarlıklı öykü, başarı ve başarısızlık kavramları hakkında kıssadan hisse paylaşımlarda bulunuyor. Ümit Mutlu'nun kıvrak çevirisi ve ritmik sözcükleriyle Türkçede hayat bulan Kurbağa Korosu, merak uyandırıcı anlatısını dillerimizden düşmeyen şarkılarla renklendirerek okurları neşeyle selamlıyor: ''Darıldın mı cicim bana...'', ''Oynama şıkıdım şıkıdııım!''...