Kur'ân'ı Kerim'in ana konularından biri de nübüvvettir. Peygamberler sarsılmaz ve yıkılmaz şahsiyetleri ile yılgınlığa düşmeden ve korkmadan ilahî tebliği ilan ederek insanları içine düştükleri itikâdî bozukluktan ve ahlâkî çöküşten onları silkeleyerek haberdar etmeye çalışan insanlardır. Peygamberler insanlardan Allah'ı Allah, Peygamber'i Peygamber, şeytanı da şeytan olarak görmelerini istemişlerdir. Bütün peygamberler öncelikli olarak kendi milletlerine gönderilmiştir. İlettikleri mesaj ise ait oldukları çevre ile sınırlı değildir. Peygamberler silsilesinin son halkası Hz. Muhammed Mustafa'dır. Bu nedenle bütün insanlar ona inanmak, söylediklerini ve yaptıklarını takip etmek zorundadırlar. Onun örnekliklerinin bütün boyutları, yalnızca Kur'ân'dan elde edilebilecek bir şey değil, yüce siyreti de hesaba katılarak varılabilecek bir sonuç olduğu akılda tutulmalıdır. Bu mütevazı eser Kur'ân'ı Kerim'in kendisine indiği Hz. Peygamber'i yine Kur'ân'dan, bazı yönleriyle görmemizi sağlamak amacıyla kaleme alındı. Böylece Resûlullah'ın şahsında hayata onunla bakmanın imkânları denenmiştir. Eser Hz. Peygamber'in ümmîliği, beşer olması ve mucizeleri gibi çağdaş bazı tartışmalara da yer vermektedir.