“Gündelik olanın diğer özellikleri ne olursa olsun, en temel niteliği şudur: Gündelik olan ele avuca gelmez, kaçar.” Maurice Blanchot, The Gaze of Orpheus and other Literary Essays Sıradanlığı, aşinalığı ve rutinliğiyle gündelik hayat uzun zaman boyunca araştırmaya değer bir konu olarak görülmedi. Ekonomik, siyasi ve toplumsal yapılar tarafından baştan sona kuşatıldığı ve belirlendiği düşünülen gündelik hayat hep ikincil ve yan bir ürün olarak sayıldı. Nitekim bu alan heterojenliği, karmaşıklığı ve dinamikliği ile tüm bu çerçevelerin her zaman dışına taşan bir özellik sergiledi. Ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan kültür ve yaşam tarzı temelli yeni toplumsal hareketler, gündelik hayatın incelenmesine stratejik bir önem kazandırdı. Günümüzde giderek güncellik kazanan bu önem, Bennett’in elinizde tuttuğunuz çalışmasına da yansıyor.Bennett gündelik hayat ve kültürün geçmişte ve günümüzde örtük veya açık şekilde nasıl kuramsallaştırdığına bakarak başlıyor. Marx ve Durkheim’dan Kitle Kültürü kuramcılarına, Simmel, Weber, Veblen’den Postmodernist düşünürlere, İngiliz Kültürel Çalışmaları’ndan “kültürel dönemeç” ve sonrasına kadar çeşitli araştırmacılar ve kuramcıların konuya nasıl yaklaştıkları kitabın ilk yarısının odağını teşkil ediyor. Sonrasında Bennett, günümüzde gündelik hayat ve kültürün başat görünümleri olan medya, yeni medya, müzik, moda, turizm ve karşı-kültürel ideoloji ile hareketleri hem kuramsal hem de ampirik lite- ratürden kapsamlı bir şekilde yararlanarak inceliyor. Kitap, gündelik hayat alanıyla tanışmak veya iletişime geçmek isteyen her türlü okuyucuya zengin ve keyifli bir okuma sunuyor.