Kuklamu’nun 1950’li yıllarda başlayan yaşamının örgüsünü, kendini onun kardeşi zanneden örümcek Arahnimu Bibi anlatıyor. Zaman zaman Kuklamu’nun aldığı notlar ve kimin olduğu belli olmayan bir anlatı da yer alıyor. Kitabın üç sesi var. Ancak ana ses ve anlatı Arahnimu Bibi’nin. Arahnimu Bibi’nin ve Kuklamu’nun anneleri Seblâ Sarıdal Eczacıbaşı’nın çizdiği desenleri ile Kuklamu’nun Şakir Eczacıbaşı tarafından çekilen fotoğrafları kitabın sesinin rengi oluyor..Bu kurgusal anıda mekân, yaş, zaman, gerçek kişiler yok. Arahnimu Bibi bir yaşamın tanıklığını yapıyor. Zaman içinde akan metinde farklı bir dil oluşuyor. Buna örümcekçe diyor kendisi. Mesela Araknece. Önce kendi bedenini ve Kuklamu’nun atalarını anlatıyor.Anlatılarında örümcekgillerden birileri de oluyor. Dili kırık, deyimleri kendine göre kullanıyor, mekânları, zamanları kurmaca metaforlarla betimliyor; ‘mesela’ ve ‘ki’ kullanıyor. Ayrıca Mnemosini, bellek suları ile onu besliyor, ona akıl oluyor unutturmamak için. Arahnimu Bib bölüm başlarına epigraflar da yazıyor.Ki masal bu ya, mesela… Unutturmamak için denilsin. Arahnimu Bibi ve Kuklamu.