Çocukların doğayla ve hayvanlarla çıktığı yolculuğu eğlenceli üslubuyla anlatan, sıradışı karakterleriyle sevilen Füsun Çetinel, bu kez okurlarını, İstanbul’a göç eden Aziz’in dünyasına davet ediyor. Bir çocuğun ve küçük bir böceğin, insan seli, yürüyen merdivenler, metro istasyonları ve beton kuleler arasında yükselen çığlığına kulak veriyor. Roman, kent yaşamının ve işinden okulundan dönen bir grup kent insanının portresini, köydeki yaşamını özleyen bir çocuğun nai gözünden çiziyor. Onun özgürlük özlemini, küçük bir böceğin metrodan kurtulma çabasıyla özdeşleştiriyor. Güçlü betimlemeleri ve akıcı anlatımıyla dikkati çeken roman, modern insanın göçmenliğe ve kendine benzemeyenlere dair önyargılarını, bir çocuğun ötekileştirmeye aman vermeyen duygularıyla harmanlıyor, umuda göz kırpıyor. Aziz ve annesi, Gaziantep’in bir köyünden İstanbul’a taşınmak zorunda kalmış, amca evine sığınmışlardır. Yeni okulunu yadırgayan Aziz, ne büyük kente alışabilmiş, ne de köyünü, nenesini, arkadaşlarını aklından çıkarabilmiştir. Cep harçlığı için okuldan sonra metroda mendil satmaya başlar. Metroda bu dev kentin insanlarını gözlemledikçe kendini daha da yabancı hisseder. Ama o gün vagonda, oraya ait olmayan başka biri daha vardır: Küçücük bir yeşil böcek…