Kati, doğduğunda bana vermediler, elime alamadım, koklayamadım, bağrıma basamadım. Hiç değilse şimdi bana bu fırsatı ver Tanrım diye dua ediyordu. Hiçbir şey konuşulmuyordu, sessizlik ve sadece göz yaşlarının düştüğü yerlerin çıkardığı o sade, ılık, sevgi dolu, özlemle yoğrulmuş hasretin sesi vardı. Anne ve oğul sarmaş dolaş olmuşlar, ikisi de kaderine ağlıyorlar, kaybettikleri yılları nasıl aşacaklarını akıllarına getiriyorlar, birbirlerine sarıldıkça öptükçe yanaklarından geçmişin eksiklerini gideriyor gibiydiler. İkisi birden kimsenin yüzlerine bakmadan, bakamadan koridordan sessizce ayrılıp gidiyorlardı. Anne oğul sarılmışlar, birbirlerine destek olarak kaybolan yılların acısını çıkarmaya gidiyorlardı, gözlerinde umut vardı, yaşam vardı on dokuz seneden sonra bir araya gelen anne ve oğlu mutluluğun tadını ilk kez bu kadar saf olduğunu anlıyorlardı. İkisinin de dillerinde iki kelime vardı; Annem benim... Oğlum benim...