“Nevzat Kösoğlu ağabey “Köye plastik pencere geldiğinde bir şeyler eksilmeye başladı,” demişti. Köyümüze kanunsuz, kaçak inşaat yapan, ağaçları kesen belediyeyi yazdığımda gençlerin bir kısmı “Köye bir şeyler yapılsın da kim yaparsa yapsın, kaynağı ne olursa olsun,” gibi laflar ettiler.Yazmaya çalıştığım “Köyümden... Gönlümden…” bunlar değildi. Köydeki güzelliklerdi, insanların samimiyeti idi. Helali, haramı, doğruyu, yanlışı ayırmaktaki ferasetleriydi. Ahmet’in dağda bayırda bulunan sahipsiz ağaçları “Kurt, kuş yir,” diye aşılamasıydı. Geliri olmayan bir teyzenin “Yaşın altmış beş olmuş, o yüzden sana yaşlılık aylığı bağlamaya geldik,” diyen yetkililere “Olmaz, almam, ırahmetlik buvam beni nöfusa bi yaş böyük yazdırmış, alırsam haram olur,” diyen güzelliğiydi.”Mehmet Ali KalkanMehmet Ali Kalkan, Köyümden… Gönlümden… kitabıyla her zamanki mutedil uslubuyla milletimizin güzel hasletlerinin altını çizerken neleri kaybettiğimizi de net bir şekilde önümüze koyuyor. Şimdi okuma ve düşünme zamanı.