Kierkegaard, 1849 yılında günlüğüne şöyle yazmıştı: “Öldüğümde Korku ve Titreme bana ölümsüz yazar olma şanınıkazandırmaya yetecektir: O benden sonra okunacak ve yabancı dillere çevrilecektir. Okuyucu kitaptaki coşkulu anlatımlakendinden geçecektir.”Bu özel öngörü büyük oranda doğrulandı, Kierkegaard’ın 1843 yılında Johannes de Silentio takma adıyla yayımladığı Korku veTitreme, en çok okunan ve en çok bilinen kitaplarından biri oldu.Kierkegaard, İbrahim’e oğlu İshak’ı kurban etme emri verildiğinde, onun emrin doğruluğunu ve kendi aklının yerinde olupolmadığını sorgulamak yerine hemen emre uyması öyküsünden yola çıkarak iman ve akıl arasındaki ilişkiyi incelemek veHegel’in dinsel imanı akılcı bir sisteme yerleştirme çabasının nafile olduğunu göstermek ister. Bu nedenle İbrahim’in kuvvetliimanının derinliklerine dalarak onun hikâyesinin ürkütücü ve akıl almaz yönlerini ortaya koyar.Korku ve Titreme aynı zamanda, aşkın ve acı çekmenin insani deneyimleri üzerine derin yorumlar yapar, dindar bir insanınbunlara nasıl cevap verebileceğini tartışır.