12 Eylül İhtilali; halkın üzerinden tank gibi geçmiş, gençlerin önemli bir kısmı sağ-sol davaları kapsamında gözaltına alınmış, işkencelerden geçirilmiş ve idam sehpalarına gönderilmişti. İhtilalden sonraki kuşak 12 Eylül’ün getirdiği korku iklimiyle üniversitelerde okumuş ve ailelerinin “Aman dikkat et, hiçbir şeye karışma; seni de içeri alırlar, sadece okumana bak!” gibi tavsiyeleriyle karşılaşmıştı. Buna rağmen gençlerin bir kısmı idealleri uğruna mücadele etmeye devam etmişti. Elinizdeki bu kitapta; 80 sonrası kuşağın iç dünyasını, sorgulamalarını, eleştirilerini, sevdalarını, yoklukla mücadelelerini, davaları uğruna yardımlaşma ve dayanışmalarını ve idealleri için birçok şeyden vazgeçişlerini bulacaksınız. Bu roman; farklı düşüncelere sahip iki kişinin cezaevinin soğuk hücrelerinde zamanla dost olmalarını ve tahliye olduktan sonra da ülkelerine barış ve kardeşlik ortamı getirmek için verdikleri mücadeleyi gözler önüne seriyor.