Henri Beyle Stendhal’ın Kırmızı ve Siyah isimli roman, yazarın en kuvvetli ve öne çıkan iki eserinden biridir. Bu iki eserden diğeri ise Parma Manastırı olarak kabul edilir. Eser, Restorasyon Fransası’nın mevcut şartlarında yükselme tutkusu içinde olan Julien Sorel’in ihtiraslarını, onun yaşadığı bunalımları, Katolik Kilisesi’ni, özgürlükçüleri ve kralcıları bir aşk hikâyesiyle harmanlayarak anlatmıştır. Esere adını veren “kırmızı ve siyah” yalnızca iki rengin ifadesi olmayıp, Julien Sorel’in seçeceği iki yolun temsilidir aslında. O, tutkuyla arzu ettiği yükseliş için ya aldığı dinî eğitimi taçlandırıp kiliseyi ya da Napolyon’a olan hayranlığının peşinden gidip askeri yolu seçecek, yani ya siyah ya kırmızı diyecektir. İlk baskısı 1830’da yapılan ve André Gide’nin “Kendi zamanının ötesinde bir romandır” dediği bu eser, psikolojik bir roman özelliği taşımaktadır.