Kırımızı Salon, insanların iç dünyasında yarattıkları adalet algısı ile mevcut adalet sisteminin arasında çırpınan bedenlerin, zihinlerin ve yaşamların kesiştikleri noktaların birleşme serüvenini anlatmaktadır. Kötünün, zorun ve korkunun getirdiği gerçeklerin romanı. “Toplumda kadınların erkeklere karşı tutumları her şeyi karmakarışık hâle getiriyordu. Babaları tarafından eğitimi yarıda kesilerek daha on sekizinde olan kızlar sırf zengin diye evlendirilerek besleme gibi eş oldular kocalarına... Okulsuz, eğitimsiz kalan bu kadınları hayat eğitti elbette. Her kadının diploması, maaş kartı olmayabilirdi; ama çoğu anne, mazisini anlatırken “Ben sınıf birincisiydim, babam beni okuldan alıp kocaya verdi.” diye anlatmaz mıydı? Kocaları için damızlık olarak alınan bu kadınlara bir araba bir de kredi kartı vermek, sevgi vermekten evlaydı demek ki!”