Kum taneleri gibi hayat, parmaklarımızın arasından dökülüp giderken, bazıları acı verir, bazıları haz ve mutluluk. Bir aile, geçmişi ile yüzleşip yaralarını sarmaya çalışır. Gelecek belirsizliğini korur. Kıyılarda başlayan macera, kimliği meçhule varır. Kişiliğini sorgular ve kaybedilir. Necdet Özkaya, iz bırakmış bir ailenin büyün yaşantısını mercek altına alıyor. Pek tanıdık, içerisinde herkesin kendinden parçalar bulacağı ve baştan sona sürükleneceği bir hikaye bu. İçinden çıkamadığımız, zaman zaman bunaldığımız. Aşkla örülü, yoğunluğunu ve içtenliğini asla kirlenmeyen bu güçlü duyguya borçlu bir roman: Kimsesiz, Kaybedilmiş.