Çıkış noktasını kişisel bir deneyimden alan bu çalışma, yazım aşamasına geldiğinde belki de ironik sayılabilecek bir biçimde bu duyguları önce toplumsal alana sonra da kurumsal alana taşımış bulunuyor. Çalışmanın ilgili yazına özgün katkılarından biri, kurumsal merkezli kolektif hafıza ve yer duygusunun kurumsal yeniden üretimi kavramlarını önermesidir. Bu kavramların çıkış noktasında, bir büyük yatırım olarak başlayıp Ereğli’de yaşamın neredeyse her noktasına dokunan Erdemir’in, Ereğli’deki kolektif hafıza ve yer duygusunun üretilmesinde temel aktör olarak ön plana çıktığı tespiti vardır. Bu etki Erdemir’in yükseliş döneminde toplumsal yaşamın en ücra köşelerine sızmasıyla sınırlı değildir; tam da bu sızmanın büyüklüğü gerileme döneminin de söz konusu toplumsal hücrelerde derin biçimde hissedilmesiyle sonuçlanmıştır. Sosyal bilimler alanında genç kesimlerin cesaretini ve çalışmalarında özgünlüğünü yitirmesinin norm haline geldiği bir ortamda, Demirkol’un bu çalışmasının hem cesur hem de özgün bir çalışma olduğunu belirtmeliyim. Kuşkusuz bu yargı son derece öznel bir değerlendirme. Şimdi söz okuyucunun! Demirkol’un çalışmasının ve özel olarak önerdiği kavramların okuyucu ve ilgili çevreler tarafından ne derece sahiplenileceğini ve kolektif hafızada ne derece yer bulacağını zaman gösterecek. Prof. Dr. H. Tarık Şengül