“A. Celal Binzet, “Kentler ve İzler”de büyük oranda Ankara özelinde, kurucu adımların ardından, ileri ve geri yönetimlerin kent alanı üzerindeki estetiksel izlerini okurlarla paylaşıyor. Öte yandan bu tanıklık, okurları gündelik yaşamda, politika ve kültürel alanda karşı karşıya kaldığı geri gidişin, her an içinde yaşadığı kentlerdeki bir başka izdüşümü üzerine düşünmeye itiyor. “Başından beri izlendiğinde kent (kentler) üzerinde sürekli bir değişkenliğin gerçekleştiği dikkatlerden kaçmamıştır. Her gün artan insanlarla birlikte genişleyen konut sayısı kentsel alanları da genişletmekten geri durmaz. Açılan sokak ve caddeler yanında alanlara konulan heykeller ya da doğrudan binaların yapısını toplumsal bir röntgen altında incelediğimizde ortaya çıkan görüntü çok yönlü bir tablodan farksız olur. Hareketliliğin gerisinde politik seçenekler olduğu denli ekonomik göstergelerin de bulunduğunu göz ardı edemeyiz. Sonuçta bir oyun alanıdır kent. Kimi kez oradaki bazılarının yaşamında onulmaz izler bırakır. Bir dönemin kalıcı söylemlerini somutlaştırdığı da görülür. Daha da ilginci burada dillendirilmeye çalışılan hareketlerin sosyo-kültürel analizi yapıldığında üzerinde yaşayanlarla ilgili çarpıcı sonuçlara ulaşmamız işten bile değildir.”