“Bahar şiirle karşılansın diye devşiriyorum iklimleri, Deviniyorum da bununla. Ekmek, un, papaya yapıyorum, Kesilmiş üçgenlerden. Yarım kalmış cümlelerden, düş. Ben bu şiiri kaybettim, Pan, flütünü çaldığında. Kesirler kaldı hayranlık duyduğum paydadan.” Şiirde öyle merkezi bir hal var ki; Atlaslardan çıkıp biraz boşluğa bakmak, Anahtar çoğu zaman. Şiirde keskin bıçak yarasını iyileştiren şifalı merhem var. Damıtılmış dizelerin saf kokusu, Eter'e varan Simya'nın yolu. Şiirde dünyanın boşluğu var. Kanat çırpıp uçabiliyorsak, Ne güzel!