Devletin bürokratik çarkı, yamuk yumuktur, kirlidir paslıdır. Ama hayati konularda, telaşsız fakat acımasızca ve hızla döner. Sadece meydan okuyanları, yumruk sallayanları değil, kendi yuvasındaki sakıncalı unsurları da merhametsizce ezer. Pislik içindeki fenalıklarının sayılıp dökülmemesi için kurbanlarını çoğu kez gizli operasyonlarının karanlığında ölü veya diri bir kenara fırlatarak topluma bir tür kayıtsız kalınız çağrısı yapar. İnsan hakkı ve kanun düzeni çiğnenmiştir. Adalet duygusu incinmiştir. Hatta bürokratik işleyiş hiyerarşisi bile bozulmuştur. Rejimin meşruiyeti zedelenmiştir. Ama adı konulmamış çağrıyla, insanlara korku ve geride durma duygusu bulaştırılmıştır. Çarkın irili veya ufaklı ve önemli ya da önemsiz dişlilerinden oluşan resmi görevliler de çağrıyı iliklerinde hissetmektedir. Türk Hükümeti, 2003 yılında Irak savaşına dolaysız biçimde katılmaya razı edilmiştir. Fakat savaşa ortak olmayı resmileştirecek Tezkerenin Meclis’te onaylanması, yükselen barış mücadelesinin etkisiyle tehlikededir. Bürokrasi, türlü yollarla milletvekillerini ikna etmeye çabalarken, Meclisin bilgisayar mühendislerinden Adem aniden kaybolur. Cesedi çok geçmeden bulunur. Ama olayın üstü koyu bir karanlığın sessizliğiyle örtülmüştür. Avukat İzzet, Meclis’te kayıp mühendisin izini sürmeye başlar. Attığı her adımda, bürokratik çarkın örümcek ağı gibi sıkı sıkıya ördüğü ve şiddetle bezenmiş tuzaklarıyla karşılaşacaktır