Çağdaş sanat, abartılı ve birbirinden çok farklı iddiaların nesnesidir. Peki ne tür bir söylem ona eleştirel bir anlam vermemiz konusunda bize yardımcı olabilir? Osborne gerek felsefi, tarihsel ve sosyal açıdan, gerekse sanat eleştirisi açısından yeni bir yaklaşımla yerleşik fikirlere meydan okuyor. “Çağdaş sanat post-kavramsal sanattır” iddiasını ortaya koyan Osborne; Navjot Altaf, The Atlas Group, Amar Kanwar, Sol LeWitt, Gordon Matta-Clark, Gerhard Richter ve Robert Smithson’ın eserlerinin bir dizi kavramsal inşasını ve yorumunu detaylandırıyor; ayrıca “sanat uzamı” ve “sanat zamanı”nın kurumsal ve varoluşsal karmaşıklıklarına dair yeni açıklamalarda bulunuyor. Küresel kapitalizm çağında hem eleştirel hem de çağdaş olan bir sanat için kavramsal alanın haritasını çıkaran Kavramdan Sonra: Çağdaş Sanatın Felsefesi, sanat teorisine büyük bir felsefi müdahale. “Bu gecikmiş çağdaş sanat felsefesi, bize hem çağdaş sanat tarihini hem de sanat eleştirisi felsefesini yeniden düşünmek için kavramsal araçlar sağlıyor. Tutkulu ancak analitik bir yaklaşım benimseyen Osborne, yalın ve zevkle okunan anlatımıyla politik açıdan ferasetli bir söylem sunuyor. Bu eser, çağdaş sanat veya onun felsefesiyle ciddi olarak ilgilenenler için temel bir okumadır.” Ruth Noack, documenta 12’nin küratörü