Allah’tan tek dileğim sağ salim terhis olmak ve babamla birlikte Ege’nin derin sularına açılıp balık tutmak; anacığımın elinden mis kokulu gözlemeler yemek, anamın “Kınalı kuzum,” diyerek beni öpüp koklamasıdır. Ama bazen hayat bize muratlarımız ve taleplerimiz doğrultusunda bir yaşam sunmuyor. Olur da bana bir şey olursa; bir kahpe kurşuna, bir saldırıya karşı şehit düşersem sakın ola ağlayıp düşman sevindirmeyin. Size bir evlat, bir kardeş, bir yiğit, kimsesiz bir emanet bırakıyorum. Eğer o sağ salim terhis olursa ona sahip çıkın, benim yerime koyun. Salih’i biliyorsunuz, Salih Karakoyun’u size her mektubumda anlatmıştım. Ona analık babalık edin, benim sizden tek arzum budur. Özgür Aras Büyüktanır, Salih’in hayat öyküsünü merkeze alarak kurguladığı romanında bir Ege kasabasından Srebrenitsa’ya kadar Ayda’nın hikâyesiyle uzanıyor. Kurguyla tarihin iç içe geçtiği bu eserde anlatılanlar okurunun hatırında iz bırakacak türden…