Bugün modern Türk romanının klasiklerinden sayılan Kara Kitap, 1990’da yayımlandığında yadırganmış, şiddetli edebi tartışmaların, polemiklerin ve saldırıların konusu olmuştu. Bu benzersiz, yenilikçi ve “esrarlı” romanın biçimi, dili ve edebiyat anlayışı günün önde gelen eleştirmenleri tarafından sert bir şekilde eleştirilmiş, başka yazar ve eleştirmenler de bu yazılara cevap verip romanın modern ya da postmodern yanlarını savunmuşlardı. Orhan Pamuk’a Nobel ödülünü kazandıran eserlerin en önemlilerinden Kara Kitap’ın edebiyatımızın başyapıtlarından biri olarak kabul edilmesi süreci bu ilk tartışmalarla başladı. Hem Kara Kitap’ın dünyasını, dayandığı diğer kitap ve metinleri ortaya koyan hem de kitabın kalbinde yatan “mana”ya yönelik bu tartışmalar aynı zamanda Pamuk’un çok katmanlı edebi dünyasına bir giriş niteliğinde. İlk basımlarında adı Kara Kitap Üzerine Yazılar olan bu kitap için Nüket Esen yeni bir düzenleme yaptı. Orhan Pamuk ise romanın yazılışı ve sert tartışmalar sırasında çok yakınında olan dostu Ahmet Işıkçı ile tartışmalar konusunda samimi bir söyleşi yapıp meraklı okura kitabın bazı sırlarını açıkladı.