“Açıkça görüldüğü üzere, Kant’ın hem ahlaki ilkeleri hem de insan doğası kuramı sadece kendimizden duyduğumuz hoşnutsuzluğu artırmak için tasarlanmıştır. Hegel’in aksine, Kant için felsefenin vazifesi bizi insanlık durumuyla uzlaştırmak değildir. Kant, rasyonel varlıklar olarak durumumuzun tatminsizlik, kendine yabancılaşma ve bitimsiz bir mücadele hâli olması gerektiğini düşünür. Felsefe bunu aşmaya çalışmamalı, yalnızca bu durumun kaçınılmazlığıyla yaşamamıza ve daha da önemlisi, bize biçilen bu acılı vazifede ilerleme kaydetmemize yardımcı olmalıdır.” Allen Wood, Kant’ın Etik Düşüncesi kitabında, modern dönemin en önemli filozofu Immanuel Kant’ın ahlak düşüncesine dair kapsamlı ve titiz bir analiz sunuyor. Kant’ı Aydınlanma’nın tarihsel ve felsefi bağlamı içinde ele alan Wood, onun ahlak düşüncesini şekillendiren entelektüel akımları belirginleştirirken bir yandan da onun fikirlerinin kendisinden sonraki döneme etkisini ortaya koyuyor. Kant’ın etik düşüncesini, daha kolay anlaşılabilecek ve günümüz etik sorularıyla daha yakından ilişkilendirilebilecek yeni bir yaklaşımla sunmaya çalışan Wood, kitabın ilk kısmında, Kant’ın özellikle ödev, otonomi ve kategorik buyruk gibi önemli kavramlarının ahlak düşüncesindeki temel rollerini sunarken, ikinci kısmında ise bu düşüncenin antropolojik uygulamalarını aktarıyor. VakıfBank Kültür Yayınları olarak okuyucuyla buluşturduğumuz Wood’un bu eseri, Kant felsefesi ya da etik alanıyla ilgilenen herkes için temel bir başvuru kaynağıdır.