Aşk ve romantizm heyecan vericidir. Özellikle de ilişkinin ilk zamanlarında. Duygular ve arzular doruğa çıkar, göz kamaştırıcı bir ışıltı içinde kendimizi harika hissederiz. Çoğu kişi, yaşadığı deneyimi “bulutların üstüne çıkmak” diye tarif eder. Fakat bazen, çok geçmeden sihirli duyguların üzerine karanlık gölgeler düşer. Ne olduğunu anlayamadan ilişkinin dengesi bozulur, çaresizlik ve öfke hüküm sürmeye başlar. Bir kadın olarak ilişkiniz hakkında kafa karışıklığı yaşıyorsanız, kendinize şu soruları sorun: Beraber olduğunuz erkek, kendisinde nasıl yaşadığınızı ve nasıl davrandığınızı kontrol etme hakkı mı görüyor? Size karşı kıskanç ve sahiplenici mi davranıyor? Onu memnun etmek için hayatınızdaki önemli etkinliklerden ve insanlardan vazgeçtiğiniz oldu mu? Öngörülemez ani öfke patlamaları yaşıyor mu? Duygularınızı değersizleştiriyor, fikirlerinizi önemsizleştiriyor mu? İlişkinizde ters giden her şey için sizi mi suçluyor? Onunla birlikteyken kendinizi dengesiz veya yetersiz hissediyor musunuz? Ne yaparsanız yapın, ona verdiğiniz sevgi, ilgi ve desteği yeterli bulmuyor mu? Kendinizi sık sık haklı olduğunuz halde özür dilerken buluyor musunuz? Eğer bu soruların çoğuna evet cevabını veriyorsanız, mizojinist bir erkekle beraber olabilirsiniz. Zor Bir Ailede Büyümek ve Zor Anneler kitaplarından tanıdığımız Susan Forward, Kadınlardan Nefret Eden Erkekler ve Onları Seven Kadınlar’da, mizojinizmin damga vurduğu yıkıcı ilişkilere sıkışmış kadınları ve erkekleri ele alıyor. Örnek vakalar eşliğinde istismar kısırdöngüsünü kırmanın ve yaraları iyileştirmenin yollarını gösterirken, okurlarına yeniden sağlıklı ve sevgi dolu birliktelikler yaşamak için cesaret aşılıyor.