“Birisi size ‘iyodofobi, insanlara, dünyada şu ana kadar çıkmış savaşlardan daha fazla zarar veriyor’ derse ne düşünürsünüz? Çoğunuzun buna gülüp geçme ihtimali yüksek. Ama bu kitabı okuduğunuzda bu cümlenin doğruluğunu savunan biri olma ihtimaliniz çok daha yüksek olacaktır.” İyotun hayatımızdan çıkarılmasının sağlığımız üzerindeki yıkıcı etkilerini, önüne çıkartılan engellere rağmen dile getiren bir tıp doktoru bu cümleyi kuruyor. Aynı zamanda iyot olmadan yaşamın olamayacağını ve sağlıklı kalamayacağımızı da anlatıyor. Türkiye, onun anlatımları ile iyotun şifa etkilerinin yeniden farkına vardı. Bu kitabı okuduğunuzda, kullanımı ile ilgili korkular oluşturulan iyotun aslında insanlar içindeğil, patent tıbbı için korku veren bir mineral olduğunu anlayacaksınız. İyodofobinin, masum ve insani amaçlarla oluşturulmadığını daha net algılayacaksınız. İyot, ilaç değildir. Her hücremize temas eder ve her hücremiz için iyileştirme gücüne sahiptir. Ona karşı koyabilen, direnç geliştirmeyi başarmış bir bakteri, virüs, mantar yoktur. Evrensel bir antioksidandır. İyot kolay ulaşılabilen, basit, ucuz, patentlenemeyen, kimsenin tapulu malı haline getirilemeyecek anonim bir şifa mineralidir. Bu kitabı okuduğunuzda hastalıklara karşı daha güçlü, mikroplara karşı daha dirençli, toksinlere karşı daha korunaklı olmak için iyota her zamankinden daha fazla ihtiyacınız olduğunu göreceksiniz. Size anlatılandan çok farklı, sağlığınızı tehdit eden değil destekleyen bir iyot ile tanışacaksınız. Önyargılarınızı, korkularınızı bir kenara bırakıp iyotu yeniden keşfetmeye hazır mısınız?