“Hayatımın değişmesine çok az zaman kalmıştı ve ben bundan habersizdim. Yaz sonu kanser olduğumu öğrenecektim. Bütün bunların öncesinde yaz kötü başlamıştı. Sebebi özel hayatımdı. Hatta bizzat kendim. Bir anlamda geçmişim.” Metropolün alışıldık düzeni, harcayan ve harcatan tıkırdaması. Markalar, modalar, bambaşka kokular… Güzel paralar… Batan gemide ölmeye hazırlanan bir kadın. Şahane bir pozcu, maharetli bir yalancı. Koparıp aldığı, sahip olduğu tek umut için sürükleniyor koca İstanbul’da… Külkedisinin bile ayakkabısı var. Hem, ışık bir kere düşüyor insanın üstüne. Şebnem İşigüzel, sevilmek ve ayakta kalmak isteyen, isyan eden ve yenilen bir hayatı anlatıyor. İyilik, şimdiki zaman trajedisi. Çürüyen bir diş.