Günlük hayatımızda karşılaştığımız ve çevremizde her daim var olan insanları bize bizim dilimizle, Anadolu’nun hamuruyla anlatan; dostluğu, kardeşliği, birlik ve beraberliği içimize işleyen güzel bir hikâye. Yusuf Çağa Türkçe Öğretmeni Eşime yazma konusunda çok güveniyordum, bu kitap da onlardan biri. Bazen bunları nasıl hayal edip yazıyor diye düşünüyorum. Ben bunları düşünürken o başka bir kitabı bitirmiş oluyor. Aslında o yazdıktan sonra tüm çalışmalarını bize okurdu ama bu sefer ben okumak istedim. Anadolu’nun bir köyünde, iyi kalpli insanların yanında olmak güzeldi. Güzeldi diyorum çünkü bu kitabı yaşayarak okudum. Birlik, beraberlik, değerlerimiz, sevgi, saygı, ne ararsan var bu kitapta. Rukiye Mete Ev Hanımı Harika bir hikâye diliyle yazılmış ve hikâyenin bütün unsurları kullanılmış. Ustaca kurgulanmış... Hele para toplama bölümünde Beyağaç’tan Denizli’ye kadar olan yolculuğun içi o kadar güzel doldurulmuş ki... Yolculuğun her anı, her karşılaşma, her söz sürükleyici ve okuyucuyu hikâyeye bağlıyor. Karşılaşılan insanların jestleri, halleri, duruşları, kaderciliği, konuşmaları, tasvirleri ve tavırları o kadar tanıdık ki... Denizli’den Türkiye’ye uzanan yanık türküler, şiirler, şarkılar çok uyumlu. Orijinal mısralar da bu kitapta. Kısacası, yazarımızın güçlü bir hikâye dili var. Hayalleri geniş, anlatımı zengin, Türkçesi sade ve akıcı. Yazar, bölgeyi ve bölgenin insanını bir film gibi gözümüzde canlandırıyor. Akdeniz, Ege, Yörük geleneği, Anadolu, paylaşma, kardeşlik, geleneklerimiz, her şey var bu hikâyede. Bir eğitim gönüllüsü olarak bu gayretleri ve heyecanı için yazarımızı kutluyorum. Şaban Kumcu Emekli Türkçe Öğretmeni