“Bütün bunlar ne demek oluyor? Şu düşüncelerini bir anlığına durdurabilse ve onlara hükmedebilse bir anda her şeyi anlayacakmış gibi geliyor. Oysa kafasındakiler öylesine hızlı geçip gidiyor ki hiçbirini yakalayamıyor ve geriye her şeyin tepetaklak olduğu ve birbirine karıştığı –geçmişin gelecek, geleceğin geçmiş olduğu– düşüncesinden başka bir şey kalmıyor. Geleceğe bir an olsun geçmiş gibi bakabilse ya da böyle bir şeye cesaret edebilse, onu dün gibi rahatlıkla görebilirdi.” Eylemlerimizin sonuçlarını önceden bilmek geçmişte aldığımız kararları değiştirmeye yeter mi? İvan Osokin, hayatında yolunda gitmeyen her şeyin başlangıcı olarak gördüğü yatılı okul yıllarına dönmek ister. Böylece yaptığı hataları tekrarlamayacak, başarılı, mutlu ve huzurlu bir hayata kavuşacaktır. Büyücü’den kendisini geçmişe göndermesini ister. Yaşamında her şeyin başladığını düşündüğü “o an”a geri döner. Peki bir şeyleri değiştirebilir mi? Pyotr Demyanoviç Uspenski’nin kült romanı İvan Osokin’in Tuhaf Hayatı’nda Osokin’in zamanlar arası yolculuğunda kendisiyle, çevresiyle ve sonsuz döngüyle hesaplaşmasına tanık oluyoruz. Osokin’in içsel konuşmaları ve çekişmeleri hepimize tanıdık gelen sancıları hatırlatıyor. Ezoterizmin öncülerinden Uspenski’nin daha önce birkaç kez Türkçeye çevrilmiş bu klasikleşmiş romanını VakıfBank Kültür Yayınları ilk kez Rusçadan çevirisiyle edebiyatseverlerle buluşturuyor.