Aristokrat ve Katolik bir aile içinde yetişti. Seçkin tabakaya mensup çocukların okuduğu okullarda eğitim gördü. Profesör oldu. Sorbonne ve Ezher başta olmak üzere birçok ülkenin pek çok üniversitesinde dersler, konferanslar verdi. Fransa’nın dünya çapında en saygın bilim ve araştırma kurumu, İlmî Araştırmalar Millî Merkezi’nde (CNRS), yönetici ve uzman olarak çalıştı. Yüzyılımızın en ünlü bilim ve fikir adamlarıyla beraber oldu, onları yakından tanıdı ve kendileriyle ortak çalışmalar yaptı. Bir gün İkbâl’i, onun aracılığıyla da Mevlâna’yı keşfetti. O ikisi sayesinde İslâm’a kavuşunca araştırıcı, sorgulayıcı ruhu nihayet sükûna erdi. Bu kitapta o değerli Hanımefendi’nin gerçeği arayışı anlatılıyor. Heyecan verici bu serüven boyunca yaşadığı dikkate değer olaylar, tartışmalar, düşünen bir beynin soruları, tereddütleri, şüpheleri kendi ağzından soru cevap şeklinde aktarılıyor.