Medeni Yargılamada tarafların duruşmaya bizzat gelerek davayı takip etmeleri zorunlu değildir. Davasını bizzat yürütmek istemeyen tarafların vekâlet yoluyla kendilerini temsil ettirmeleri mümkündür. Bu durumda vekiller müvekkilleri adına davada taraf olurlar. Ancak kendileri bizzat gelmedikleri gibi vekil yoluyla temsil yolunu da seçmedikleri takdirde, kanununun tarafların duruşmaya gelmemesine ilişkin müeyyidesine katlanmak zorunda olduklarını ve gıyabî yargılama usulünün yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki adı olan yoklukta hükmün sonuçlarına katlanacaklarını bilmelidirler. Dönemin sosyal şartları içinde evinden ayrılan, kendisinden haber alınmayan insanların geride bıraktığı eşi ve çocukları gibi bakmakla yükümlü olduğu kimselere karşı sorumlulukları bağlamında yargılama hukuku içinde gıyabî yargılama, bunlarla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların bir sonuca bağlanmasında mahkemelerin izleyecekleri usuller, İslam muhakemesinde oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu yönüyle gaiplik, muhtevası çok geniş bir müessesesinin kavramıdır. Bu çalışma, İslam Hukukunda gıyabî yargılamanın meşruluğu, muhtevası, şartları ve hükümleriyle ilgili görüşleri mezhep içi ve mezhepler düzeyinde mukayeseli olarak incelemek ve Medeni Yargılama Hukuku ile karşılaştırmalar yapmak suretiyle konuyu güncelleyerek günümüz okuyucusuna sunmayı hedef edinmektedir.