“Şiirdeki köşe başları tutulduğu için nesirde kendimi ifade etmek istedim.” mealinde bir söz hatırlıyorum. Benim hiçbir zaman köşe başlarını tutmak gibi hevesim olmadı. Ancak kendimi anlatmak ve anlaşılmak arzusu her fâni gibi bende de var. On beş yaşımdan beri bu arzunun çekim dairesinde dönüp duruyorum. Kolay değil, yaklaşık kırk yıl… Haliyle maniden gazele, koşmadan serbest nazma, aruzdan heceye, heceden serbest ölçüye; ortaya bu şiirler çıktı. Bütün bunların defter sayfalarında kalmasına da gönlüm razı olmadı. Evet, yine Cemil Meriç’in dediği gibi “Şiirde belki ‘orta’ yoktur.” Fakat ‘ilham Rabbanî bir mazhariyet olduğuna göre bu mevhibeden nasibdâr olan herkes nasıl kıyamete kadar şiire iltifat edecekse’ benim gönlüm de şiir bahçesine daima birkaç tohum serpmekle mesut olacaktır. Mesele, “İş” olsun.