“Thomas More, 1534 yılının mart ayında, kapatıldığı Londra Kulesi’nden büyük kızı Margaret’e şunları yazmıştı: ‘Hiç kimseye kötülük etmiyorum, hiç kimse için kötü söylemiyorum, kötü düşünmüyorum, herkesin iyiliğini istiyorum. Bir insanın yaşayabilmesi için bu yetmiyorsa, yemin ederim yaşamakta gözüm yok... Onun için Kral, şu benim zavallı bedenime canının istediğini yapsın. Keşke işine yarasa benim ölümüm.’” “Campanella, Güneş Ülkesi’ni hapishanede yazdı. Hint Okyanusu’nda bir ada devleti olan Güneş Ülkesi adaletsizlik, kötü yönetim ve büyücülük gibi olumsuzluklardan kaçan insanların oluşturduğu ideal bir toplumdur. Bilim ve felsefenin egemen olduğu ülkede kadınla erkek arasında hiçbir ayrım gözetilmez, her iki cinse de eşit haklar tanınır. Kölelik ve özel mülkiyet yoktur, her şey herkese aittir.” “Asur krallığının başkenti Ninova’da, M.Ö. 668- 626 yılları arasında yaşamış olan Asur Kralı Asurbanipal’in kitaplığında bulunan bir tablette, Sümerce şunlar yazıyordu: ‘Bilge insan karanlıkta ışık, çıkmaz sokakta yol bulandır.’” Orhan Tüleylioğlu’nun, birbirinden önemli yazarların hayatlarından önemli kesitlere yer verdiği, onların iç dünyalarını, mücadelelerini, kendileriyle olan savaşlarını, yaşanmışlıklarını, toplumlar üzerindeki etkilerini sayfalarına taşıdığı bu kitap, “öğrenmek için yaşamayı” düstur edinenlere bir kılavuz niteliği taşıyor.