Uzun bir tarihsel geçmişten gelen mülki idare sistemi, devlet ile birlikte tarihsel aşamalarda yeniden biçimlenerek Cumhuriyet Dönemi’nde de ülke topraklarının yönetiminin belkemiğini oluşturmuştur. 1949 yılında yasalaşan 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu, geçmişte de birçok yasal düzenlemeye konu olan mülki idare sisteminin temel yasası olmuştur. 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu 20 ve hatta 21. yüzyılın koşullarına uygun değişiklikler ile birlikte halen varlığını devam ettirmektedir. Bu bağlamda, mülki idare ülkemizde 2018 yılında geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin asli ve stratejik bir unsuru olarak öne çıkmaktadır. İl ve ilçeden oluşan iki kademeli mülki idare sisteminde, merkezi idarenin temsilcisi olarak bu birimlerin başında stratejik bir konumda bulunan mülki idare amirlerinden beklenen çok sayıda hizmet bulunmaktadır. Ancak bu hizmetlerin etkili ve verimli biçimde yerine getirilmesine yönelik, mülki idareden beklenen en temel işlev olarak koordinasyon öne çıkmaktadır. Hatta bu anlamda koordinasyon sihirli bir görünüme bürünmektedir. Bu doğrultuda, mülki idarenin taşrada Devlet adına koordinasyon ve denetimi sağlayabilecek yegâne kamu görevlileri olduğu gerçeğinden hareketle bu çalışma ortaya çıkmıştır.