Sesler vardı süzülmekten yorgun, taşınmış, ötelerden ve renklerin içinde. Bazen bilindik bir köşede, kendi halinde ve sinsiliğini rüzgârdan gizlercesine. Uzanıp tutmak imkânsız gibi, uzanıp tutmak aldanış. Orada olduğunu göstermek için çırpınmayan, sıradana gizli bir yakarış. Senin olmak istemeyen sesler vardı. İrkildiğin için buradasın, düşlediğin için bu sesleri ve asla denilen yolculuğun tam kalbinde serpildiğin için. Seni döndürecek şeyler geride kaldı. Yürümek hiçliğinin içine. Belki bir nebze tutmak gölgeni, birazcık görmek kendini, iklimsizliğin içinde göz seyirmeleri. Böylesin artık sen, başka bir şey umma. Çırpınışın bir pencere içinde, rüzgâr perdesiz ve boşluk yükseklerden süzülen. Uzun bir yürüyüşün kalbinde kederli soluklan, küçücük bir sessizlik düşte, içinden bir renk tut ve avuçlarından kayıp gidişini izle. Bir tohuma fısıldanmış sözler olarak bak kendine, orada dur ve kayboluşuna bak uzun uzun.