Yalın Şengil’in anı-romanı ‘İki Sıcak Gün’de 1950’li yılların Ankara’sında geçen bir çocukluk dönemi serüveni anlatılıyor. Romanın başat kahramanı Yalın’ın sabırlı başkaldırısı, kendini ve içsel değerlerini korumayı, geliştirmeyi öngören dirençli çabası, ‘İki Sıcak Gün’ü benzerlerinden farklı ve daha çekici kılan özellik durumunda. Şaşkınlıkla, merakla, acı duyarak okunan ve sonunda çocukluktan çıkıp delikanlılığa adım atan Yalın’ın başarısıyla okurunu huzura kavuşturan bir roman olan ‘İki Sıcak Gün’ yalnızca bu özelliklerinden dolayı bile alkışlanmayı hak ediyor ve ilk kitaplarda pek rastlanmayan dil-anlatım tutarlılığının yanı sıra içtenliği, yalınlığı, sıcaklığıyla da özgün bir yetkinlik çizgisi tutturan yazarın, bundan sonra neler yazacağı konusunda merak uyandırarak ilgi çekmeyi başarıyor. Gücünü yaşanmışlıktan alan sanat emeğiyle oluşturduğu bu ilk romanında Yalın Şengil, yazınımıza yeni bir tat, farklı bir ses getirmiş oluyor...’’