“Yine mi Naziler!” diye yakınıyor Adam’ın annesi, kahvaltıda babası gene Nazi İmparatorluğu’nun suçlarını heyecanla anlatmaya başlayınca. Ya da kayak tatiline gelmiş Alman bir aileye, Nazilerin yıktığı sinagoglarla dolu kartpostal koleksiyonunu gururla gösterdiğinde. Her yıl bütün aileyi zorla İsrail halk dansları kampına götürdüğünde de tek çıldıran annesi değil. Derken Adam'ın önünde tüm bu hezeyandan sıyrılmak için bir yol beliriyor. Yaşadıkları ücra Londra banliyösüne taşınan bir ünlüden imza kopararak atıyor ilk adımını. Çok geçmeden Sinatra’dan Mandela’ya kadar herkese yazmaya, onlarla tanışmaya başlıyor. Artık her şeyi gölgede bırakan bir tutkusu var. Adam Andrusier’in kendi büyüme hikâyesi İki Hitler Bir Marilyn, Yahudi aile tuhaflıkları ve özgürlük arayışı üzerine, bol dikenli bir komedi. “Banliyölerde büyümek, takıntılar ve daha pek çok şey üzerine çarpıcı, matrak bir anı-roman.” –Zadie Smith “Fi tarihinden beri okuduğum en tuhaf kitap. Andrusier’in taze bir üslubu var ve daha da önemlisi, delicesine komik.” –Gary Shteyngart “Zeki, komik, şaşırtıcı, dokunaklı; harika bir yoldaş.” –Jonathan Safran Foer“Zahmetsizce komik ve insancıl.” –Daily Mail “Bazen çok komik, bazense kalp kırıcı. Andrusier’ın anıları, takıntılara dair büyüleyici bir bakış açısı sunuyor.” –John Boyne