“Fütûhiyye hikmeti”nin Sâlih kelimesine tahsis edilmesindeki sebep şudur: Hiç beklenmeyen bir şekilde, dağ açılıp Sâlih’in (a.s.) dişi devesi çıktı. Bu, onun mucizesi idi. Ve “feth”in çoğulu olan “fütûh” ise hiç beklenmeyen bir şeyden bir şeyin açığa çıkmasıdır.Sâlih de (a.s.) Fettâh isminin görünme yeridir. Bu sebeple Hak Teâlâ, ona dişi devenin çıkması için dağın yarılması mucizesiyle gayb kapısını “feth” etti, yani açtı. Böylece onun kavminden bazılarının îmânı fethedilmiş, yani açılmış oldu. Mucize olan dişi deveye îmân ve ona emir olundukları yön ile hürmette bulundular. Bazılarının da küfrü fethedilmiş, yani açılmış oldu. Bu nimete kâfir oldular ve deveyi kestiler. İşte bu süreçteki hâdiseler üçlü fetihler idi.Bundan dolayı Sâlih’in (a.s.) seyri bu isim üzerine oldu ve ilâhi isimlerin hepsi gaybın anahtarları olduğu için cenâb-ı Şeyh (r.a.), “fütûhiyye hikmeti”ne ilişkilendirilmiş olan bu fassta “îcâd”ı ve onun “ferdiyyet” üzerine dayalı oluşunu anlatmaktadır.