Henüz küçük bir çocukken resme ilgi duyan Hüseyin Zekâî Paşa, ilkokul kitaplarının arasına resim defteri koyduğu için falakaya yatırılmışsa da bu ilgisini hiç yitirmedi. Eğitim hayatına askeri rüştiyede ve Kuleli Askeri İdadisi’nde devam eden genç Hüseyin Zekâî, kendisi gibi resim tutkunu arkadaşı Hoca Ali Rıza ile birlikte idadide bir resimhâne kurulması için girişimlerde bulundu. Süleyman Seyyid’den resim dersleri aldığı Mekteb-i Harbiye’de ilk resim ödülünü Sultan II. Abdülhamid’e sunulan eseriyle kazandı.Sanat kariyeri boyunca Yıldız Çini Fabrikası için tasarımlar yaptı, Sultan II. Abdülhamid için fotoğraf albümlerinin hazırlanması amacıyla kurulan komisyonda görev aldı, askeri müze kurulması için oluşturulan komisyonun üyesi oldu. Entelektüel kişiliği sayesinde mihmandarlık yaptığı ve aralarında Paul Signac’ın da bulunduğu pek çok Avrupalı sanatçıyı Üsküdar’daki evinde ağırladı. Onlarla gerek sanata gerekse dünyaya dair görüşleri hakkında sohbet etti. Manzara ve natürmort ağırlıklı eserleriyle dikkat çeken Hüseyin Zekâî Paşa, koleksiyonculuğuyla da saygı gören bir asker olarak yaşamının sonuna kadar resim yaptı.“Türk Sanatının Büyük Ustaları” serisinin altıncı kitabı Hüseyin Zekâî Paşa, duru üslubuyla gerçekçi betimlemelere yönelen bir ressamın yaşam öyküsünün yanı sıra kompozisyonları hakkında da bilgi veriyor. Okuru, ressamın karmaşık görünen natürmortları ile olabildiğince sade manzara resimleri arasındaki fark üzerinde düşünmeye sevk ediyor. Batı resmi geleneğinde eserler üreten ve yaşadığı dönemde nezaketiyle ünlenmiş Hüseyin Zekâî Paşa’nın dışarıya karşı kapalı tuttuğu iç dünyasına resimleri vasıtasıyla girilmesine yardımcı oluyor ve okuru, o dünyayı keşfetmeye teşvik ediyor.