Varlık ile anlam arasındaki kadim perde, modern insanın şafağıyla birlikte aşılmaz bir duvara dönüştü. Nicedir bir fin-de-siècle figürü olarak modern şair, kehanetin gücüne sığınarak ortalığa saçıyor ilencini. Estetiğin müsekkin etkisiyle mistik şiir idealinden basit kelime simyacılığına değin bir yığın eda, “şiir/sel” adlı sarkacın umursuz salınımı içinde sürgit genişliyor. Ve şimdilerde “hâl”den kesik, fiyakalı bir hologram suretinde boy gösteren şair, kontrolsüz ışık ve sesin bulanık sularında, giderek seyr‘in künhünden uzaklaşıyor… Hür Tractatus, modern şiire ilişkin tartışmaların yörüngesinden kopmadan, Batı dillerindeki “image” kavramını “hayal” sözcüğüyle ikame ederek yeni bir şiir ontolojisi öneriyor. Şiirin asl’ına ilişkin cem’ edici bir tasavvura açılan kitap, özel bir imkân ve bir kıstak olarak hayal ile rüyayı seyr‘ederken; dilin hayale bağlandığı görsel boyutu sesle izleyip ona üçüncü bir boyut ekliyor…