Dağlar bizde nebileri, âlimleri, velileri, hakîmleri, ârifleri temsil eder. “Hikmet Dağı’nın erenleri” derdi dedem onlara. “Asıl dağlar onlar” der ve eklerdi: “Nasıl bu dünya şu gördüğün dağlar üzerinde duruyorsa âlem de Hakk’ın inayetiyle o Hikmet Dağı erenlerinin ilmi üstünde durur. Cenâb-ı Hak ilmini onlar üzerinden belletir, Hakk’ın ilmi onlarla ve onlarda tezâhür eder.” Bu kitap, bir dedenin torunlarına anlattığı İslam düşünce, amel ve ahlâk tarihi dersleridir. Bir başka deyişle belli mefhumlar ve ıstılahlar üzerinden anlatılan bir tarihî tecrübenin, bir temeddünün, bir yolun ve yolculuğun hikâyesi…