“Pasaport kontrolünde bir sorun çıksa da geri döndürseler...” diye içinden geçirdiğini kendine itiraf etmek istemiyor. Polisin uyarısıyla kontrol kamerasına bakması istenince objektife yansıyan, diğer yolculukların aksine heyecanla karışık tatlı bir gerginlik değil, ne istediğinden emin olamayan bir mutsuzluk hali. Kalın kaşlarının bir yanılsaması olarak sert duran ama aslında ifadesiz bakan memurun apoletlerine, pürüzsüz tıraşına, özenli kesilmiş tırnaklarına göz gezdirdi amaçsızca. Güçlü bir hamleyle vurulan damga sonrasında son umudunu da birkaç saniye önce kaybetmiş gibi memnuniyetsiz bir şekilde yutkundu. “Geçici bir yalnızlık hüznü yahut verilmiş kararın alternatifinin yanıltıcı bir akıl çelmesi...” diye düşündü. Aynı zamanda onu uğurlamak üzere gelebilecekleri son kontrol noktasına kadar gelen ailesine, yüzüne özenle yerleştirdiği tebessümle birlikte son kez el salladı. “Bu yükü son kez taşımış olayım, lütfen...” Hemhâl, kendini bulan ve bunu artık saklamak istemeyenlerin romanı. İlk gençlik yılları sorgulamayla geçmiş, sonunda bulduğu benliğiyle özgürleşmeye doğru emin adımlarla yürüyen Yağız, kendi hayatının peşinden koşarken karşılaştığı engelleri aşmaya çalışıyor. Duygu Sancar, derinlikli karakterleri ve kendine has üslubuyla Türk edebiyatına güçlü bir giriş yapıyor.