“Duyanların yanlış anladığı bir doğrudan daha kötü bir yalan yoktur.” Doğruları kendi emellerine hizmet edecek şekilde evirip çevirmekte uzman politikacılar, sırf tık alsın diye manşette doğruyu eğip büken gazeteciler, iş-lerine yarayacak doğruları, daha büyük bir doğruyu yanlış sunmak pahasına cımbızlayan aktivistler... Hepsi basit bir gerçekten faydalanıyor: Hemen her konuda birden fazla doğru var ve bizler dünyaya seçtiğimiz doğruların merceğinden bakıyoruz. İnternet bilgi mi yayıyor, nefret mi; et tüketmek iyi mi, kötü mü; Amazon, kitapçıları yok eden bir canavar mı yoksa daha fazla okumaya teşvik eden bir dost mu? Cevap, hangi doğruya öncelik verdiğinize göre değişiyor. Ve özünde tarafsız olması gereken rakip doğrular, maharetli ellerde yalandan bile yanıltıcı bir ikna aracına dönüşebiliyor. Hector MacDonald politika, iş dünyası, medya ve gündelik hayattan alınmış ilginç –hatta kimi zaman dehşete düşüren– çok sayıda vakayı inceleyerek doğ-runun, gerçeklikten neden ve nasıl koparılabildiğini ortaya koyuyor. Hangi Doğru, düşüncelerimiz ve eylemlerimizin bize sunulan seçilmiş doğrularla nasıl derinden şekillendiğini anlatan ayıltıcı ve yol gösterici bir kitap. “MacDonald doğrunun kaypaklığına nişan alıyor.” New York Times “Nefis.” Matt Ridley