Antoine de Saint-Exupéry, bu ilk romanında, havacılığın kutsal değerleri olan geceye, gündüze, dağa, denize ve fırtınaya şiirsel bir dille saygısını sunarak, Fransa ve Kuzey Afrika arasındaki sıradan bir posta uçuşunu ticari havacılığın başlangıç destanına dönüştürüyor. Gökyüzü her defasında engin bir serüven coşkusu yaşatıyor ona. Havada yol alırken iliklerine kadar insan sevgisini duyumsayan ve bunu arı, duru bir anlatıma kavuşturan yazar, öteki yapıtlarında da aynı coşkuyu paylaşıyor.