Gece yarısından sonra tek başıma karanlık ve dar sokakların içinden geçerek yürüyordum. Bir kız çocuğunun korktuğu zaman aklından geçen şeyler sıradan olsa da şaşırtıcıydı. Gündelik şeyler; kızarmış muz tarifi gibi... Un, şeker, tereyağı, yumurta… muzlar! Un, şeker, tereyağı, yumurta… muzlar! Tarifi aklımda bir ilahi gibi tekrarladım çünkü beni neşelendiriyor ve güm güm atan kalbimin sesini bastırıyordu.” Güney Denizinin Kızı, yazar olma hayali kuran, on dört yaşındaki Jakartalı Nia’nın hikâyesi. Ancak ona biçilen rol bu değil. Nia bir yandan annesinin ölümüyle baş etmek; bir yandan da küçük kardeşine bakmak, sorumsuz babasına göz kulak olmak ve evi idare etmek zorunda. Nia kendi öyküsünü yazmak istiyorsa batıl inançlarla ve babasının onun için yaptığı planlarla başa çıkmalı, annesinden dinlediği masal kahramanı Dewi Kadita gibi önüne çıkan engelleri aşmalıdır. Michelle Kadarusman, Nia’nın hikâyesini onunla aynı kaderi paylaşan ve hak ettikleri gelecek için mücadele eden dünyanın dört bir yanındaki kızlar için yazdığını söylüyor. “Kadarusman sıkı ve zarif düzyazısıyla sessiz bir hayatta kalma, cesaret ve haysiyet hikâyesi örüyor. Nia’nın yarattığı Güney Denizi’nin Prensesi hakkındaki Endonezya efsanelerine dayanan öyküler baştan sona aralara serpiştirilmiş.” -Booklist