Erika Rüyalarınızda gördükleriniz, aslında gönlünüzden geçenlerdir, derler. Ama benim kâbuslarım, takıntılarım haline gelmişti. Adı Michael. Erkek arkadaşımın abisi, izlerken gözünüzü kapattığınız o korku filmlerine benzer: Yakışıklı, güçlü ve çok ürkütücü. Okulun basketbol takımının yıldızıydı ve beni hep görmezden gelirdi. Ama ben onu fark etmiştim. Onu görüyordum. Onu duyuyordum. Yaptıklarını, sakladıklarını… Yıllarca gözlerimi ayıramamış, tırnaklarımı yiyerek izlemiştim. Şimdi üniversitedeyim ama Michael’ı izlemeyi hiç bırakamadım. O kötü biri ve gördüğüm yaramazlıklar artık sadece zihnimin içinde değiller. Çünkü sonunda beni fark etti. Michael Adı Erika ama herkes ona Rika der. Erkek kardeşimin kız arkadaşı, evimizde büyüdü. Yanına ne zaman yaklaşsam, bakışlarını yere indirirdi. Üzerinden yayılan korkuyu her zaman hissederdim. Vücuduna sahip olamasam da zihnine sahip olduğumu biliyordum. Zaten tüm istediğim buydu. Ta ki erkek kardeşim şehirden ayrılana ve ben Rika’yı üniversitede tek başına bulana kadar. Benim şehrimde. Korunmasız bir şekilde. Fırsat ve zamanlama gerçek olamayacak kadar mükemmel. Çünkü üç yıl önce lise arkadaşlarımı hapse attırmıştı ve şimdi dışarıdalar. Bekliyoruz. Sabrediyoruz. Artık kâbuslarının her biri gerçek olacak.