Eserlerinde yanlış Batılılaşmayı, batıl inançları, toplumun aksak yanlarını mizahi bir dille ele alan Hüseyin Rahmi Gürpınar, Gulyabani ile Türk edebiyatının fantastik öğeler barındıran ilk korku romanına imza atıyor. Gürpınar, eserin yazılış sebebini açıklığa kavuşturan bir okuyucu mektubuna verdiği yanıt doğrultusunda kurguladığı romanında hikâyenin anlatıcısı ve kahramanı Muhsine Hanım’ın çalışmak üzere gittiği bir köşkte başından geçen maceraları anlatıyor. Bu köşkte gariplikler ve doğaüstü olaylara teşne zihinleri memnun edecek boy ve heybette bir Gulyabani ile bir alay da cin ve peri vardır. Hüseyin Rahmi tüm bu doğaüstü varlıkları konu edinerek çeşitli batıl inanışları ve toplumun bu inanışlardan kurtulması gerektiğini kaleme alıyor. Bu bakış açısıyla romanını garipliklerin bir araya geldiği yer olmaktan çıkararak yirminci yüzyılın zihinler için belirlediği akılcılık dâhilinde nihayetlendiriyor. Prof. Dr. Mehmet Kanar tarafından günümüz Türkçesine uyarlanan Gulyabani, bizleri cin, peri gibi garip yaratıkların ötesinde korkulası bir varlık olan insanla yeniden tanıştırıyor. Yazılış sırasında iyi saatte olsunlar rüyama girdi. Bakalım okuduktan sonra size neler olacak? Hüseyin Rahmi Gürpınar